Giyim sektöründe alışılmışın dışında bir tarz sunarak, güçlü kadını yansıtan Lazaza’nın kurucusu Gülcan Selçuk, 12 yıllık yolculuğunun ardından özel kumaş ve tek sefer kullanılan malzemelerden oluşan tasarımlarıyla tamamen abiyeye ve iş kadınına yöneliyor.
LAZAZA GÜLCAN SELÇUK’ ÇİZGİSİYLE LÜKSÜ VE GÜÇLÜ KADINI YANSITIYOR
Lazaza Gülcan Selçuk giyim sektöründe alışılmışın dışında bir tarz sunarak inovatif düşüncelerle güçlü kadını yansıtan bir çizgi izliyor. Gülcan Selçuk’un sektörde 30.kurucusu olduğu Lazaza Gülcan Selçuk markası ise 12 yıllık yolculuğunun şimdiki kısmında özel kumaş ve tek sefer kullanılan malzemelerden oluşan tasarımların gördüğü ilgiyle birlikte tamamen abiyeye ve iş kadınına yönelik çalışıyor.
Gülcan Selçuk ,1979 Diyarbakır’da terzi bir annenin kızı olarak doğdu. 11 yaşında ilk defa iğne ve iplik ile tanıştı. Hayatı boyunca heyecan duyarak yapacağı tek işin bu olacağının kararını o zaman vermişti. Birçok markaya özel koleksiyon hazırlayan Selçuk,2014 yılında hazırladığı bir defile ile New York Times’da adından övgü ile bahsetirerek ölçülü giyime damgasını vurdu.Lazaza Gülcan Selçuk seri üretim yerine kişiye özel tasarımlarla çalışan bir marka.
Çizgisini hiç bozmayan 2007 yılında başladığı serüvenine, yeniliğe ayak uydurarak devam ederken,bürokrasi ve sanat dünyasına kadar birçok tanınmış isme de hizmet verkmektedir.
Selçuk, markasını kendi ağzından şöyle anlatıyor: “Her zaman ilk hedefim lüksü ve güçlü kadını yansıtan bir çizgi olmasıydı. Sektörde olmayanı yapmaya çalıştım. Bireysel olarak giyim sektöründe istediğim özel parçaları bulamıyordum ve çevrem de bu tür sorunlar yaşıyordu. Bu soruna çözüm bulmak için çıktığım yolda ilerledim. Her zaman inovatif olarak düşünüp yol almaktan bir kadın olarak mutluluk duydum.”
Vücuduna göre giyinmek isteyip de nasıl bir yol izleyeceğini bilemeyenler için de yol gösterici olduklarını belirten Selçuk, “Adeta ben o kadının vücudu oluyorum. Eğer karşımdaki 50 bedense, ben de 50 beden oluyorum. Onu nasıl güzelleştiririm, tanımaya çalışırım. Ne giyeceğini bilmiyorsa ve bir çizgisi yoksa ona ‘’Lazaza Gülcan Selçuk’’ çizgisi oluştururum. Çünkü bedenini tanımadan kendisine uygun olmayacak modeller ve farklı renkler isteyenler oluyor. Ben de nazik bir dille uygun modelleri ve renkleri öneriyorum. Kusurlarını kapatıp, güzel yönlerini ortaya çıkarıyorum” dedi.
Çizgisini hiç bozmayan 2007 yılında başladığı serüvenine, yeniliğe ayak uydurarak devam ederken,bürokrasi ve sanat dünyasına kadar birçok tanınmış isme de hizmet verkmektedir.
Selçuk, markasını kendi ağzından şöyle anlatıyor: “Her zaman ilk hedefim lüksü ve güçlü kadını yansıtan bir çizgi olmasıydı. Sektörde olmayanı yapmaya çalıştım. Bireysel olarak giyim sektöründe istediğim özel parçaları bulamıyordum ve çevrem de bu tür sorunlar yaşıyordu. Bu soruna çözüm bulmak için çıktığım yolda ilerledim. Her zaman inovatif olarak düşünüp yol almaktan bir kadın olarak mutluluk duydum.”
Vücuduna göre giyinmek isteyip de nasıl bir yol izleyeceğini bilemeyenler için de yol gösterici olduklarını belirten Selçuk, “Adeta ben o kadının vücudu oluyorum. Eğer karşımdaki 50 bedense, ben de 50 beden oluyorum. Onu nasıl güzelleştiririm, tanımaya çalışırım. Ne giyeceğini bilmiyorsa ve bir çizgisi yoksa ona ‘’Lazaza Gülcan Selçuk’’ çizgisi oluştururum. Çünkü bedenini tanımadan kendisine uygun olmayacak modeller ve farklı renkler isteyenler oluyor. Ben de nazik bir dille uygun modelleri ve renkleri öneriyorum. Kusurlarını kapatıp, güzel yönlerini ortaya çıkarıyorum” dedi.
Ekonomi Zirvesi’ne özel “İklim Değişikliği” defilesi
En son Ekonomi Zirvesi’nde düzenlenen defileyle farklı bir adım atan markanın yaşadığı bu gelişmeyi de Selçuk şöyle anlattı: “Defile için teklif aldım, konusundan bahsettiler. Yapılacak defilenin konusunu ‘İklim Değişikliği’ olarak belirttiler. Bunu duyunca heyecan duyup ,kendimi o temanın içerisinde buldum. Markamın çizgisi ile iklim değişikliğini harmanlayarak, bir kreasyon planladım. İklim değişikliği konusu dünyanın ve insanlığın büyük bir sorunu. Bende bu koleksiyonda temayı dörde böldüm; buzulların erimesi, hava kirliliği , kuraklık, ve yeşil dünyayı yansıttım.
30 parçadan oluşan bu koleksiyonumda çeşitli ürünler kullandım.
Çöp poşetleri, kuru ağaç kabuğu, yapaklar ve atık aynalardan faydalandım. Aynaları çalışırken, büyüyen blokları ve eski evleri, bunların arasındaki farklılığı ve sıkışmış hayatları anlatmaya çalıştım. Koleksiyonumda dünya haritasından bir elbise çalıştım. Orada kadının dünyayı başında taşıdığını yani iklimi de değiştirebilecek olan tek kişinin yine kadın olduğunu vurgulamak istedim.…
Hem kadının gücünü hem de geleceğimize ışık tutacağını yansıttım ve kumaşlarımı buna göre belirledim. Defilemde ilk önce dünya haritasını çıkardım temiz ışıl ışıl bir dünya ,sonra eriyen buzulları daha sonra çevre ve hava kirliliğini,kuraklığı en son ise yeşil dünyayı hayal ettik, yani yeniden oluşumu koleksiyonuma yansıtmış oldum.
Yeni defilelerin de olacağını söyleyen Selçuk, yeniliğe açık olduğunu ve özellikle dijital ortamı konu alan çalışmalarını sürdüreceğinin de altını çizdi. Ayrıca daha önce aynalarla gerçekleştirdiği benzer bir projeyi örnek göstererek, inovasyona ayak uydurup denedikçe kendini geliştirdiğini de sözlerine ekledi.
Vizyoner bir kadın girişimci olarak meslektaşlarına da önerilerde bulunan Selçuk, risk almanın, dünyaya açık olmanın, yeniliğin ve gelişimin hep olması gerektiğini belirtti. Bunların büyümenin ve gelişimin temeli olduğunu da söyleyen Gülcan Selçuk, kişinin kendisine ait çizgiyi yansıtması gerektiğinin de altını çizdi.
Lazaza Gülcan Selçuk
Lazaza Gülcan Selçuk
Basında Biz.
